ŞAFİİ el-UMM

TAHARE

 

ABDESTSİZ İKEN ALLAH (CELLELLE CELALUHU'YU) ZiKRETMENİN HÜKMÜ

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bize, İbrahim b. Muhammed şöyle haber verdi: Bana, Ebu Bela b. Ömer b. Abdurrahman, Nafi'den, o da İbn Ömer'den şöyle nakletti: ResuluHah (s.a.v) bevlederken adamın biri yanından geçince ona selam verdi. Nebi (s.a.v) selam veren şahsın selamını aldı. Adam uzaklaşmak üzereyken Nebi (s.a.v) onu çağırıp şöyle buyurdu: "Senin selamını almamdaki sebep, gidip şöyle demenden endişe ettiğim içindir: 'Ben Nebi (s.a.v.)'e selam vermeme rağmen selamımı almadı. ' Bundan böyle beni bu durumda görürsen bana selam verme. Çünkü sen bana selam verirsen ben senin selamını almayacağım. " Tahric: Marife, Beyhaki, Taharet 1/190; Müslim, Aybaşı 1/281 no: 115

 

Bize, İbrahim b. Muhammed, Ebu'l-Huveyris'ten; o, el-A'rec'den; o da İbn es-Sımme'den şöyle nakletmiştir: Nebi (s.a.v) bevlederkenyanından geçtim ve ona selam verdim. Kalkıp bir duvar dibinde yanında bulunan sopa ile taharetlendi. Ellerini duvara sürdükten sonra yüzünü ve kollarını elleriyle mesh etti ve sonra selamıma karşılık verdi. Tahric: Buhari, Mukimin teyemmümü

 

Bize İbrahim, Yahya b. Said'den, o da Süleyman b. Yesar'dan şöyle nakletti: Nebi (s.a.v), ~ f;. / Bi'r-i cemel denilen yerde def-i hacetini yapıp dönerken birisi ona selam verdi. O da bir duvarda taharetlendikten sonra şahsın selamını aldı. Tahric. Bu mürsel'dir. Morife, 1/191, Beyhaki şöyle dedi: "Mürsel'dir" Çünkü içinde sahabi zikredilmemiştir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bu konuyla ilgili olan hadislerin ilk ikisinin sübutları güven verdiğinden dolayı onları alır ve onlarla amel ederiz. Hem bu iki hadiste hem de onlardan sonraki hadiste konu için deliller vardır. Selam, Allah (c.c)'ın isimlerinden biridir. Resulullah ( s.a. v) selamı, mukimken teyemmümden önce ve teyemmümden sonra aldı. Teyemmüm bu konuyla alakalı değildir. Teyemmüm, namaz için taharetlenmek lazım olduğu zamanlarda gereklidir. İşte bu delilden yola çıkarak, kişi namaz için taharet üzere olmasa bile, Allah (c.c)'ı zikredebilir.

 

Dedi ki: Namaz için taharet üzere olmayan kişi için -Allah en doğrusunu bilir- Kur'an okumak da buna benzer. çünkü kişi Kur'an okurken de Allah'ı anmaktadır. [Burada abdestsiz Kur'an okunabileceğini vurgular. Kur'an okumak da Allah'ı zikretmektir.]

 

Dedi ki: Bunda ayrıca, küçük veya büyük def-i hacet pozisyonunda olan kişiye selam verilmeyeceği de vardır. Def-i hacet esnasında olan kişiye selam verilmesi halinde isterse selama karşılık verebilir. İsterse bitirip o durumdan ayrıldıktan ve teyemmüm aldıktan sonraki zamana kadar selam almayı erteleyebilir. Kişinin, def-i hac et esnasındayken selamı teyemmümden sonraki zamana kadar ertelemesİ, vacip olan selam almayı terk etmesi anlamına gelmez.

 

Dedi ki: Nebi (s.a.v) teyemmümden önce ve sonra selam aldığı için, her iki durumda selam almak da mubah olmasına rağmen eğer teyemmümden sonraya bırakılırsa, bu muhayyerlik sayılır ve daha evladır.

 

Dedi ki: Birisi şöyle bir şey derse: Nebi (s.a.v) teyemmüm aldıktan sonra selama karşılık vermiştir. Bu, Nebi (s.a.v.) içindir/ona hastır.

Kişi eğer cenaze ve bayram namazlarının vakitleri geçmesinden korkarsa teyemmüm eder dedik. Ayrıca şöyle dedik: Cenaze ve bayram namazları namazdır(Bazıları bunlara dua der, onlara cevaptır.). Şehirde teyemmümle namaz kılmak caiz değildir.

Eğer bunların -cenaze ve bayram namazlarının- sadece zikir olduklarını iddia ediyorsan, o zaman selam zikir olduğu halde teyemmüm etmeden selamın alınması mümkün olduğu gibi bayram namazının da zikir olduğundan teyemmüm etmeden caiz olması gerekir. [Bu görüş reddedilir, manasınadır. ]

 

Sonraki için tıkla:

 

TEMİZ OLAN VE OLMAYAN YERLER